13 Ağustos 2013 Salı

MALTA'YA GİDELİM 

Dil öğrenmek amacıyla yaptığım araştırmalar sonunda en iyi seçimin Malta’daki dil okulları olduğuna karar verdim. Bu tercihimin nedenleri:
  1. Yaz mevsiminde, temmuz ayında gidecektim.
  2. Diğer seçeneklerin içinde en ekonomik olandı.
  3. Ada çok büyük olmadığı ve tarihi bir yer olduğu için derslerden arta kalan zamanda bu  kültürü zengin adayı çok kısa zamanda gezebilecektim.
  4. Malta daha önce İngiliz egemenliğinde kaldığı için adada herkes İngilizce konuşuyordu. Bu nedenle gezerken fazla zorlanmayacaktım.
 
Daha sonra hangi Dil Eğitim Kurumu aracılığı ile hangi kursa gidebilirim araştırmasını yaptım ve   Taksim’de bürosu bulunan Islands Yurtdışı Eğitim Danışmanlığı aracılığı ile  Malta’daki Club Class Dil okuluna gitmeye karar verdim. Gittiğim zaman yaptığım seçimler beni üzmedi.
Adada dil kurumu aracılığı ile Silvia isismli bir hanımın evinde kaldım. Odayı gene Türkiye’den gelen cici bir öğrenci kızımla paylaştık. Anlaşmamızda sabah kahvaltı ve akşam yemeği olmasına rağmen Silvia bize öğlen yemeği için de sandviç, su, meyve suyu ve meyve verince yemek sorunu tamamen çözülmüş oldu. Bu hem dil okulu, hem de turistik amaçlı 15 günlük gezi bana,  yol parası, tam pansiyon konaklama, hafta da 30 saat genel İngilizce, 20 saat konuşma, toplam 50 saat ders olmak üzere hepsi dahil 1300 Euro’ya mal oldu.


 
 
Ders aldığımız sınıflar aydınlık, klimalı ve sabah sınıfı en fazla on kişi, öğleden sonraki sınıfımız ise 5–6 kişilik idi.
 

 
Okulun girişindeki panoya çeşitli ülkelerden gelen öğrenciler kısa kısa mesajlar yazıyor, bir fotoğraflarını ya da ülkelerini tanıtan bir kart iliştiriyorlar. Bizim ülkemizden gelen bir öğrenci de görmeyen kalmasın, koskocaman bir Türk bayrağı asmış...
 
 
Malta, Güney Avrupa'da Orta Akdeniz'de yer alan, Sicilya'nın güneyinde adalardan oluşmuş bir devlet. Malta takımadaları 3 büyük, 2 küçük adadan oluşmakta. Büyükleri: Malta, Gozo ve Comino. Takımadalar arasında en büyüğü olan Malta 237 km², Gozo 68 km² ve Comino ise 2 km² yüzölçümüne sahip. Yani gördüğünüz gibi en büyük ada bile bizim ülkemizdeki bir çok ilin yüzölçümünden daha küçük bir alana sahip. Bu nedenle de gezmesi çok kolay. Tabi gezmeyi en kolaylaştıran şeylerden bir diğeri de ülkedeki ulaşım sisteminin çok düzgün olması. İlk gittiğimde hemen bir otobüs tarifesi aldım. Tarifede hangi duraklardan, hangi saatte otobüs kalkacağı, nerelerden geçeceği ve fiyatı o kadar net bir şekilde belirtilmiş ki bu konuda hiçbir şekilde sıkıntı çekmedim.
Malta, 1814 yılından 1964 yılına kadar İngiliz egemenliğinde kalmış ve İngiliz kuvvetleri 1979 yılına kadar adadaki varlıklarını korumuşlar. Bu nedenle her ne kadar adalıların Maltaca adlı bir dili olsa da İngilizce hakim bir dil olarak her yerde kullanılmakta. Bu da gelen kişilere azıcık bir İngilizce bilgileri varsa çok kolay bir yaşam, gezme olanağı sağlıyor.
 

Aşağıda gezilerimden fotoğraflar ve küçük küçük notlar bulacaksınız...

 

Başkent Valetta'dan görüntüler. Başkent Valletta girişi. Valetta 1980 yılında Unesco Dünya Mirası alanı ilan edilmiştir.

     




Valetta'nın hemen girişinde sağda bulunan Barakka bahçeleri, büyük limanın izlenebildiği en güzel yer, manzarası çok güzel…Bu nedenle evlenen çiftlerin çoğu buraya anı resmi çektirmeye geliyor. Her gidişimde bir gelinle damat geldi, güzel manzarayla birlikte resim çektirdi.









Her ülkede olduğu gibi bu ülkenin de bir takım simgeleri var. Bunların başlıcaları:
  • Karrozin (fayton)

 Geleneksel balıkçı teknesi  luzzu.
 
    • Doğurganlık ve ölüm  tanrısı Osirisin gözünün azizlerle birlikte kötülükleri savdığına inanıyorlar. Bu göz şeklinde yapılan nazar boncuklarını, özellikle kayıklarında kullanıyorlar.
 
  • Bir başka simge de evlerin renkli kapatılan çıkıntıları- cumbalar...
 
  • Otobüslerin çoğu 1950’li yıllardan kalma ve Malta’nın simgelerinden birisi...
 
              Binecekler kaç kişi olursa olsun otobüse birerli sırayla biniliyor, şoför herkesin biletini yandaki yazar kasadan tek tek kesiyor ve tüm yolcular bindikten sonra otobüs kalkıyor. Biniş ve inişler aynı kapıdan yapılıyor.


         Valetta pazarı. Pazarda mobilyacıdan kitapçıya kadar akla gelebilecek her şey vardı.


 

          Silema, San Giljan Ve Paceville'den görüntüler. Silema’dan Valetta’nın görünüşü gerçekten çok  güzel. Alttaki resimde karşıda Barracuda kilisesi.

 
















 
  • Malta geleneksel yemeklerinin başında tavşan yahnisi geliyormuş. Ben de
  • Ta Kolina adlı bir restaurantta  hem tavşan yahnisi yedim, hem de gene ülkede üretilen şarabı içip değerlendirmemi yaptım. Yemek lezzetli idi...










  • Crazy Chef adlı büfenin kebap yaptığını görünce burada bir Türk parmağı olduğunu anladım. Nitekim büfenin işletmecisi Yusuf,  Konyalı bir Türk. Can da buraya İngilizce öğrenmeye gelmiş bir öğrenci.


 
 
 
 
 
 
 


    

Mosta Santa Marija Assunta Kilisesi
  • Söylentiye göre II. Dünya savaşı sırasında kubbeyi delip kiliseye düşen bir Alman bombası patlamamış. Bu olay bakire Meryem’in koruyuculuğuna atfedilmiş.


        



Mdina (duvarlarla çevrili şehir, sessiz şehir ). Şehrin giriş kapısı. Ulusal doğa ve tarih müzesi.


     


    Bir Malta Şövalyesi!...  
    Mdina zindanları girişi.



     
     



    Rabat şehri,  şehirde bir kutlama var.
     
     
    Ayakkabı, giysi modamız aynı
     

     
     

    ·         Ta’quali Craft Village  (hediyelik eşya üretim köyü)
    Malta, özellikle el yapımı danteller, dokuma kumaşlar ve gümüş işleri (telkari) gibi el sanatlarıyla tanınıyor.
    Bu köy çok ilgimi çekti, Türkiye'ye döndükten sonra hep hayalim, örneğin Bodrum'da çok büyük bir hediyelik eşya köyü oluşturulması oldu. Bu köyde Türkiye'nin her yerinden sanatçıların gelip standlarını oluşturarak yörelerine ait hediyelik eşya vb. üretip gelen turistlere satmaları. Böylelikle Türkiye'ye gelen bir turistin burada ülkemizin her köşesine ait el sanatı örneğini bulabilmesi. Ülkemizin tüm sanatlarının bir noktada sergilenebilmesi...

     
     
     
     
     
     
     
     









     
    Malta’nın en büyük koyu olan Marsaxlokk aynı zamanda Malta’nın en büyük balıkçı filosunu barındırıyor. Gittiğim gün Marsaxlokk’ta pazar vardı.
     


     


     
     


    Gozo, Malta Cumhuriyeti'nin ikinci büyük adası. Güneydoğusundaki Malta Adası'na 5.25 km uzaklıkta. Adanın yüzölçümü 67 km². Nüfusu 31,053 (2005). 

    Mavi pencere(Azure Window) kayalıkları ise Gozzo Adası'nda bir doğa harikası olarak nitelendirilmekte. Gerçekten muhteşem bir oluşum Azur Window...
     

     
     


     
     

    Comıno Adası, "ıssız bir adaya düşsen yanına üç şey alman gerekiyor" hikayeleri galiba, bu ada için yazılmış. Tam anlamıyla, ıssız bir ada hiç bir ses gürültü yok, sessiz sakin... Kalıcı nüfusu 6 kişi. Adada küçük bir otel var. En ilgi çekici yeri Blue Lagon adı verilen masmavi denizi.
     




     
    Size Malta hakkında kısa kısa bilgiler vermeye çalıştım. Umarım beğenir, yararlanırsınız.  Bir başka gezide buluşmak dileğimle iyi günler...

     


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder