28 Temmuz 2013 Pazar


HAYDİ KOS’A GİDELİM


2012 Temmuz ayında kız kardeşim, kızım ve dört yaşındaki torunumla birlikte    Kos (diğer adıyla İstanköy) ve Santorini adalarını gezmeye karar verdik. Bodrum’da yaşadığımız için programımızı Bodrum’dan başlayıp bitecek şekilde ayarladık.

Önce internet üzerinden adada kalacağımız yeri belirlemeye çalıştık, araştırmalar sonucunda Ersi Villas adlı küçük bir otelde karar kıldık ve gittiğimizde doğru bir seçim yaptığımızı gördük. Bir aile işletmesi idi ve işin başında anne ile genç oğlu bulunuyordu. Kaldığımız süre içinde bize her konuda yardımcı oldular. Ayrıca otel şehrin merkezine iki üç dakikalık yürüme mesafesindeydi, olması gereken ortalama ihtiyaçlarımızın tümünü karşılıyordu. Oda kahvaltı şeklinde anlaştık. Bu tercihimiz de iyi oldu, sabah kalktığımız vakit kahvaltı telaşı yaşamadık.

Otel konusunu hallettikten sonra bir acente yoluyla önce Kos’a oradan da Santorini’ye gidiş dönüş gemi biletlerimizi aldık. Bu yolculuğumuzda gemi Santorini’ye Kos’tan pazartesi hareket edip, Santorini’den de perşembe gecesi Kos’a döndüğü için otelimizde üç günlük yer ayırttık, dönüşte gemi gece birde geldiği için bir kamara ayırtarak bir gece de gemide uyumak durumunda kaldık.

 Yolculuğumuz pazartesi sabahı Bodrum’dan hareketle başladı. Saat on bir sularında Kos adasındaydık. Adada gemiden iner inmez sol tarafımızda 1315 yılında Rodos'un Saint Jean şövalyeleri tarafından yapılan hisar, hisarı hemen geçince sol taraftaki alanda da 2400 yıl önce gölgesinde Hipokrat’ın öğrencilerine ders anlattığına inanılan Hipokrat Ağacı bulunmakta.






















Ayrıca, 1800 yıllık bir Roma Villası olan Casa Romana. Arkeoloji müzesi (müzede Hipokratın mermerden bir heykeli de var.),  Asklepion tarihi tıp merkezi, Roma Hamamı ve Apollon Sunağı adada görülmesi gereken tarihi yerlerin başlıcaları.

Adadaki en yaygın din Rum Ortodoksluğu. En büyük dini azınlık ise Türk kökenli olan Müslümanlardır. Çok sayıda cami ve bir Latin Katolik Kilisesinin yer aldığı Kos'ta Defterdar Cami ve Platani köyündeki cami dini bayramlarda ibadete açılmaktadır.



 







        


 
Bu camilerin bulunduğu meydanda, tarihi bir binanın içinde bulunan belediye satış alanı da görülmesi gereken yerler arasındadır.

 




Tüm turistik yerlerde olduğu gibi bu adada hediyelik eşya satan pek çok dükkan var. Özellikle sahil kesiminde restaurant ve kafeler bulunmakta. Yemek için en çok tercih edilen deniz ürünleridir.




Özellikle günü birlik gelenler için gemiden indikten sonra adanın sağ tarafında bulunan plajlar çok elverişli.


Adada ayrıca gelen turistleri gezdirmek amacıyla üç ayrı kulvarda tren turları yapılmakta. Biz bunlardan kısa olanına 5 Euro vererek bindik. Fakat sonra bu turun bizim zaten yürüyerek gezdiğimiz yerleri kapsadığını görünce bindiğimize pişman olduk. Yalnız uzun olan, sağlık merkezine götüren tur iyi, yalnız o da her zaman olmuyor.



Daha sonra ben kışın da iki kez Kos Adasına geldim. Fakat yaz mevsiminin tersine adadaki dükkanların büyük bir bölümü kapalı olduğu gibi yemek yiyecek yeri bulmakta bile zorlandık. Neyse ki sahilde sağa giderken küçük bir meydanda bulunan Türk kökenli Ali beyin işletmesi açıktı ve çok güzel hazırlanmış bir salata ve kalamar tabağıyla karnımızı doyurabildik.

 (Bu gezinin devamı Şimdi de Santorini'ye gidiyoruz sayfalarında)





 


.



 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder