14 Kasım 2013 Perşembe

BOZDAĞ- GÖLCÜK, SARD HARABELERİNE GİDİYORUZ


ÖDEMİŞ, BİRGİ

     BOZDAĞ- GÖLCÜK, SARD GEZİSİ

            (26 - 27 EKİM 2013)


Bu hafta sonu sizleri Bozdağ’da bulunan krater gölü Gölcük ile Sard harabelerine götürüyorum. Tabii bu arada yol üzerinde olan Ödemiş, Birgi, Salihli gibi yerlerde de küçük turlar yaoacağız.

Bu geziyi Bodrum Doğa Sporları kulübü düzenledi. Cumartesi sabahı saat 8.00’de Bodrum’dan yola çıktık. Sabah kahvaltısı yapmayanlar için Bafa Gölüne gelmeden önce, çok güzel gözleme yapılan bir yerde mola verdik.
 
 

Daha sonra yolumuzun üzerinde bulunan Ödemiş’te pazara uğradık. Bu günlerde böyle ucuz bir Pazar bulunacağını hiç ummazdım. Bodrum’da elma, ayva vb. meyvelerin kilosu en az 3,5 – 4 lira iken burada pek çok şeyin kilosu 1 lira idi ve de çok taze, çok güzel… Bilseydim Pazar arabamı alır da gelirdim. Ama gene de dayanamadım biraz bir şeyler aldım.
                                                                           BİRGİ
 
 
 
 
 
 
Şimdi sırada Birgi vardı. Birgi de Safranbolu, Beypazarı gibi mimari dokusu bozulmamış, birçok binası restore edilmiş insana huzur veren çok güzel bir beldemiz.


Özellikle gezilmesi, görülmesi gereken yerlerin başında Çakırağa Konağı ile Aydınoğlu Mehmet Bey Camii geliyor. Çakırağa konağı çok güzel korunmuş. Giriş 3 lira, fakat 65 yaş üstü ücretsizdi… Bütün her tarafı çok güzeldi ama özellikle İstanbul ve İzmir odaları çok anlamlı, dikkatli gezilmesi gereken odalardı.
      
 
    
       Ayrıca yol üzerinde el sanatlarının yapıldığı ve elde edilen ürünlerin sergilendiği pek çok yer, Gazi Umur Bey Anıtı, Ümmü Sultan Türbesi ( Sultan Şah Türbesi), hamam gibi pek çok tarihi yapı var.

 


 

GÖLCÜK

Bugünkü son durağımız Gölcük oldu.

 


Adından da anlaşıldığı gibi küçük bir göl, bir krater gölü.  Sonbahar mevsiminde havanın son derece sakin olduğu bir gün. Ağaçların yapraklarının rengi kızıl kahveye dönmüş ve bunların sudaki akisleri muhteşem bir görüntü oluşturmuş. Bunların bende yarattığı duyguyu ne yazdıklarımla, ne de çektiğim fotoğraflarla anlatmam mümkün. Gerçekten mutlaka gelip görülmesi gereken bir yer.

 

 


Pansiyonumuza yerleştikten sonra göl kıyısında gezinmeye çıktık. Akşam yemeğimizi de göl kıyısındaki İskele Restaurantta yedik. Yemekte balık, salata, beyaz peynir, kavun, bir-iki meze ve bir duble rakıdan oluşan menü için kişi başı 25 lira ödedik. Pansiyon için ödediğimiz para da kişi başı 35 lira idi. Fakat yaz mevsimi dışında gelenler için pansiyonu asla önermem. Çünkü hem kaloriferli değiller. Hem de odaya koydukları ısıtıcıyı çalıştırmak için kullanacağımız priz bozuktu. Biz prizi taktıkça sigortalar atıyor,  bütün pansiyonun elektriği kesiliyordu. En sonunda biz de soğukta ve karanlıkta yatmaya karar verdik. Fakat mevsim nedeniyle yataklar da ıslak olduğu için sanırım hayatımın en üşüyerek yattığım, üşümekten bir türlü uyuyamadığım gecesini yaşadım. Halbuki otel de grup için yaklaşık kahvaltı dahil 55-60 lira fiyat veriyormuş. Burada kahvaltı da yoktu.

SARD


Ertesi gün grubumuzun bir bölümü erkenden Bozdağ’a tırmanmak için yola çıktı. Benim de içinde bulunduğum küçük bir grup da Sard Harabelerine gitmek için hareket ettik. Yaklaşık bir saatlik bir yolculuktan sonra harabelere vardık.
 



 
 Ülkemiz tarihi kültür eserleri açısından ne kadar zengin. Burası da Efes, Milet vb. harabeler gibi görkemli bir kalıntı. Birçok yapı ayakta kalmış. Kültür bakanlığı hem bir şeyler yapıyor, hem de yapmıyor diyeceğim. Bu eserlerin bulunduğu alanların koruma altına alınarak turizme açılması çok güzel, fakat gelin görün ki en ufak bir broşür bastırılmamış, tanıtım plaketlerinin çoğunun üzerindeki yazılar okunmuyor, neyin ne olduğunu anlayamıyorsunuz.

Sard Harabeleri çıkışında buraya kadar gelmişken küçük bir Salihli turu da yapmayı ihmal etmedik.

 


 

Dönüş yolu üzerinde Allahdiyen Köyüne uğrayarak hem türbeyi ziyaret ettik, hem de bir kahve içtik.

 


 Daha sonra gene yol üzerinde kurulu olan Bozdağ pazarını gezdik. Köylüler daha çok yerel ürünler olan ceviz, kestane, kendi yaptıkları reçel, salça, tarhana gibi şeyler satıyorlardı. Ben de nar ekşisi aldım.

 

  Bozdağ’dan geçerken tırmanıştan dönen arkadaşlarımızı da alarak Gölcük’e döndük.
  Pazar günü Gölcük’ün de pazarı kuruluyormuş, orası da daha çok yerel ürünlerin satıldığı bir pazar yeri. Bu pazardan da ceviz aldım. Bu yerel pazarlarda dikkatimi çeken nokta pek öyle sebze, meyve gibi şeyler satılmaması oldu.



 Saat 3.00 sularında otobüsümüze bindik, yaklaşık 3,5 saat süren bir yolculuğun sonunda Bodrum’a döndük.

Sonsöz olarak Ödemiş’in özellikle pazarına,
Birgi, Gölcük ve Sard Harabeleri’ne mutlaka gidilip görülmesini herkese öneririm.